“Şehrin İçi Ölüm” davasında mahkeme kararı: Sanat özgürlüğü daha ağır basıyor
Bu, romanın serbestçe satışa sunulmaya devam edeceği anlamına geliyor. Ancak bu karara karşı derhal temyiz yoluna başvurulabilir. Davacıların bunu yapıp yapmayacakları şimdilik belirsizliğini koruyor.
Dava son günlerde sanat sayfalarında geniş yer buldu. Romandaki karakterlerden biri de kitapta MeToo iddialarının yöneltildiği kurgusal galeri sahibi Konrad Raspe'dir.
Duruşmayı izleyen gözlemcilere göre mahkeme, Johann ve Lena König'in, kurgusal karakterler Konrad ve Eva-Kristin Raspe ile benzerlikleri nedeniyle okuyucuların en azından bir kısmı tarafından tanınabilir olduğu varsayımında bulunuyor. Ancak Hamburglu avukatlara göre bu durum tek başına kişilik haklarının ihlal edildiğini varsaymak için yeterli değil. Mahkeme, başvurucuların kişilik hakları ile anayasal olarak korunan sanat özgürlüğünü karşılaştırmak zorundaydı. Sanatsal özgürlükten yana karar alındı.
Kararın arkasındaki sebep, romanın gerçek hayattaki modellerden esinlenerek yazılması ancak daha sonra bunların belirli toplumsal sorunları kurgusal bir şekilde tasvir etmek için kullanılmasıdır.
Aslında Konrad Raspe romandaki birçok karakterden yalnızca biridir. Kavramsal açıdan daha önemli olan, Christoph Peters’ın Wolfgang Koeppen’in “Roma’da Ölüm” adlı romanındaki karakterleri ve kısmen de olay örgüsünü günümüz Berlin’iyle buluşturmasıdır. Prusya'nın klasisizminden yakınan yaşlı bir AfD yetkilisinin figürü var. Christoph Peters, neo-sağ anlatılara ikna edici bir şekilde değiniyor.
Romanın yasaklanması, günümüzün siyasal roman yazımının tamamı açısından ciddi sonuçlar doğuracaktı. Gerçek geçmişlere dair herhangi bir gönderme, kendilerinin olumsuz bir şekilde tasvir edildiğini düşünen kişilerin işlemlerinin yasaklanmasıyla sonuçlanabilirdi. Bu bakımdan mahkemenin kararı oldukça sevindiricidir.
taz
